8 Haziran 2016 Çarşamba

Gezi yazısı/Kapadokya balon turu

    Bu sabah balon turuna katılmak için saatimi 03.30 a kurmuştum heyecandan olsa gerek alarm çalmadan beş dakika önce uyandım.İyi de oldu aslında çünkü oda arkadaşım tura katılmayacaktı böylece saatin alarmıyla uykusu bölünmemiş oldu.
   Balon turuna katılacak arkadaşlarla sabah 04.00 de otel lobisinde toplanmak üzere sözleşmiştik.İlk inen ben oldum.Diğerleri de gelince tur otobüsünü beklemeye başladık.On dakikalık bir beklemeden sonra otobüs geldi.Otobüsün içinde Japon turistler ve diğer otellerden gelenler de vardı.Hep beraber ilk durağımız olan kahvaltı yapacağımız yere geldik.Biz kahvaltı yaparken balon uçuşa hazırlanıyor olmalıydı.
   Korkmuyordum ama garip bir heyecan vardı içimde...Başıma ne geleceğini bilmiyordum.Neyle karşılaşacağım ile ilgili hiç bir fikrim yoktu.O kadar balon var o kadar insan balona biniyor,bir şey olmuyor bana da olmaz diye telkinde bulunuyordum kendi kendime.27 yıldır bu bölgede balon turu yapılıyormuş ve sadece 5 kaza olmuş ,bu kazaların hepsi de pilotaj hatasından kaynaklanmış.Otel görevlisinin verdiği bir diğer bilgiye göre daha önce balonların uçup uçamayacağına balon şirketleri ve otel yetkilileri karar veriyormuş ama artık sivil havacılık bu işe el atmış ve en ufak bir esintide uçuşları iptal ediyormuş.Havadaki balon sayısına da sınırlama getirilmiş ve balon trafiği düzene sokulmuş.oluşabilecek tehlikeler en aza indirilmiş böylece.
    Bu bilgiler beni biraz rahatlatıyordu,artık uçuşun başlamasını istiyordum  ve bu deneyimi yaşamak için sabırsızlanıyordum.
    Kahvaltıdan sonra tekrar otobüse bindik ve balona bineceğimiz araziye geldik.Bir sürü balon vardı arazide.Kimi havalanmış,kimi yeni şişiriliyordu.Bizim balon ise şişmiş bizi bekliyordu.Balon sepeti yirmi kişilikti biz dokuz kişiydik.Diğerleri başka oteldeki misafirlerdi.Tek tek ve dikkatlice balona bindik.Pilotumuz inişte balonun devrilmemesi için alacağımız pozisyonu ve diğer gerekli bilgileri anlattıktan sonra alevi ateşledi ve içi sıcak havayla dolan balon havalanmaya başladı.
    Yerden ne zaman nasıl yükseldiğimiz anlamadım, etrafı seyrederken sessiz sedasız yükselmiştik bile O kadar yükseldik ki 1500 metreye kadar çıktık.Sonra alçalmaya başladık.Ağaçların tepesine balonun sepeti değdi neredeyse.Balon rüzgara göre hareket ettiğinden havadaki rüzgar akımından kaçmak için  alçalıp yükselerek rüzgardan kaçmamız gerekiyormuş.Bir ara uçuş halindeki diğer balona o kadar yaklaştık ki balonların şişkin yerleri birbirine değdi.Haliyle korkuya kapıldık.ama balon pilotumuz kendinden emin bir sesle merak etmeyin sepetler birbirine değmediği sürece sorun olmaz merak etmeyin dedi.Zaten diğer balon pilotuyla telsizden haberleşiyorlardı.
     Dünyada sadece iki yerde balon turu yapılıyor.Biri Afrika'da vahşi hayvanları doğal ortamında seyretmek için.Diğeri de Kapadokya'da bu muhteşem doğal manzarayı seyretmek için.Gerçekten harika bir manzaraydı.Güneş yeni doğduğundan etraf kızıl renge boyanmıştı.Gökyüzündeki balonlar mesafelerinden dolayı irili ufaklı görünüyordu.Aşağıda peri bacaları aralarındaki az sayıdaki ağaçlarla bir bütünlük oluşturuyordu.Şehirler ve arabalar oyuncak gibi küçücük görünüyorlardı.Havada hafif bir serinlik vardı.Artık korkum ve heyecanım kalmamıştı.Yerine bu eşsiz manzara karşısında hayranlık ve huzur yerleşmişti.Allah'ım bu bir rüya olmalıydı.
   Her rüya gibi bunun da sonu gelmişti Bir saatlik bir uçuşun ardından pilotumuz inecek müsait bir yer aramaya başladı..İniş sonrasında balonun yatıracağı yerin düz ve geniş bir arazi olması gerekiyordu.Sonunda yer bulundu balonun üzerine ineceği römork yerleşmiş pilotun usta bir manevrayla inmesini bekliyordu.Balonlar sepet büyüklüklerine göre özel hazırlanmış römorklar üzerine indiriliyordu.Böylece uçuş sonrasında balonu katlayıp taşımak kolay oluyordu.
     Pilotun verdiği talimatlar doğrultusunda sorunsuz bir şekilde balondan indik.En ufak bir dengesizlikte balon devrilebilirdi çünkü.
    İniş sonrasında adımız düzenlenen sertifikalar dağıtıldı içmek isteyenler için şampanya patlatıldı.Böylece balon turu bitmiş oldu ve tekrar tur otobüsleriyle otelimize döndük.
     Otele geldiğimizde saat sabahın yedisi idi ve herkes uyuyordu.Kahvaltıya kadar biraz uyuyup dinlenmem için bir saatlik bir vaktim vardı ama ben mutluluktan uyuyamıyordum onun yerine çektiğim fotoğraflara bakıp o heyecanı yeniden yaşamak istedim.
 



4 yorum:

  1. Sanki bende balondaydım .. kalemine sağlık çok güzel anlatmışşsın.. :)

    YanıtlaSil
  2. Sanki bende balondaydım .. kalemine sağlık çok güzel anlatmışşsın.. :)

    YanıtlaSil