13 Haziran 2015 Cumartesi

NEREDE O ESKİ RAMAZANLAR

       Uzun zamandır bloğuma yazı yazmadığımın farkındayım.Ama konu sıkıntısı çekiyorum şu sıralar.Sıradan bir ev hanımıyım sonuçta,öyle çok ekşınlı günlerim olmuyor çocuklar büyüdüğünden beri.Geçen bir arkadaş toplantısında bu sıkıntımdan bahsedince bir arkadaşım''Ramazan geliyor.Ramazandan bahsetsene''deyince beynimde şimşekler çaktı,ilham melekleri her tarafımı  sardı.Ramazanla ilk tanıştığım günlere taaa çocukluğuma gittim.
    Ramazan ayı 33 senede bir aynı zamana denk geldiğinden benim çocukluğumda da uzun yaz günleri oruçlu geçiyordu.O ramazan ayında teyzemin bizimle aynı yaşlardaki oğlu ve kızı tatilini geçirmeye bize gelmişlerdi.Anneme bizi de sahura kaldır diye tembihlemiştik.Ama annemin çağırmasına gerek kalmadan ramazan davulcusunun sesiyle uyanmıştık.Çocuk halimizle kolay zannediyorduk.Ne olacaktı bir gün yemek yemezsek sanki.Ama o uzun ve sıcak yaz günlerinde oruç tutmak bir çocuk için hiç de kolay değildi.Hele de benim gibi çelimsiz bir çocuk için daha da dayanılmaz bir hal alıyordu.Ama sahura kalkmıştık bir kere geri dönüşü yoktu.Hem oruç bozmanın çok büyük cezasının  olduğu biliyorduk ve bu cezanın başımıza gelmesini istemiyorduk.

      Öğlene doğru teyzemin oğlu ''aman banane ''deyip orucunu gözümüzün önünde bozdu.Sonra da kızlara karşı iradesiz duruma düşdüğünden midir.O büyük cezanın korkusundan mıdır bilinmez pişman oldu.Ama zamanı geri alamazdı, oruç bozulmuştu bir kere ,onun için tek çaresi bizim de irademizi kırıp orucumuzu bozdurtmak olacaktı.Bunun için de elinden geleni yapıyordu .Sıcak yaz günlerinde karşımıza geçip soğuk soğuk karpuzlar mı yemedi,açlığımızın tam dibe vurduğu saatlerde patates kızartmaları mı yemedi.Ne yaptıysa ne ettiyse olmadı,biz üç kız dimdik durduk bozmadık orucumuzu.

   Ama hiçte kolay olmadı tabii,hem sıcak,hem açlık,hem de yaramaz kuzen bayağı yordu bizi.Uzun günün büyük bölümünü uykuda geçirdik ,artık sevmediğimiz yemekleri bile baklava börek yerine yiyecek hale gelmiştik.İftar yaklaşırken annem oyalanalım diye bizi bakkala yollamıştı.Sanki kıtlıktan çıkmışız gibi bisküi kraker depolamıştık.Balkonda iftar topunun atmasını heyecanla bekliyorduk.Ama iftar olunca bir tanesini bile yiyememiştik. İftarda hem teyzemin oğluna karşı verdiğimiz savaşı kazanmanın mutluluğunu, hemde o çocuk halimizle açlığa dayanıp tuttuğumuz orucun iç huzurunu unutamam.
  
   Bir ramazan ritüeli olan mukabele  babaannemin hoca kız kardeşi başkanlığında her sene amcamların evinde okunurdu.Bazı günler bende katılırdım.Kuran okumayı her sene yaz tatilinde gittiğim kuran kursunda küçük yaşta öğrenmiştim.Mukabeleye gitmeyi seviyordum.Çünkü koca koca kadınların içinde, o küçücük halimle, çok zor bir şeyi başarıyormuş edasıyla oturmak hoşuma gidiyordu. Hele bir de teyzeler aferin sana dedikçe gururum okşanıyor ,başım bulutlara değiyordu sanki.Akşamları teraviye gitmek diğer çocuklarla kıkırdaşmak demekti.Nasılsa büyükler namazı bozup bize kızamıyorlardı .Biz yarı namaz kılıp yarı kıkırdayıp çocukluğumuzun verdiği yaramazlık hakkımız kullanıyorduk,namazın sonunda da büyüklerden azarı işitiyorduk ama olsun,o kısacık kıkırdama yaramazlığı bizi mutlu etmeye yetiyordu.

   Bayramlar da ayrı bir güzeldi.Arefeden başlardı telaş.Bizim ev köy mezarlığına yakın olduğu için mezarlığa gelenler bizde bir soluklanır, dinlenir, namaz kılar öyle evlerine giderdi.Bu da bizim evde ekstra temizlik, ekstra düzen demekti.Allahtan ikramlık sıkıntımız o gün için yoktu.Bayram günü erken kalkılır,bayramlıklar giyilir,  misafirlerin gelmesi beklenirdi.Her ne kadar babam kardeşlerin en küçüğü olsa da Babaannem  bizde kaldığı için misafirler bize gelirdi..

   Şimdiki çocuklar şanssız bence,ne ramazanlar eski ramazan,ne bayramlar eski bayram artık.Davul sesi olmadan sahur,İftar topu patlamadan iftar yapıyoruz.Bayram tatili demek ,şimdilerde evde uyumak demek,iş yorgunluğunda biraz nefes almak demek.Yaza gelen bayramlar ekstra deniz tatili demek.Artık doğduğumuz yerde doymadığımız için sıradan bir telefon mesajıyla geçiştirdiğimiz bayramlar aileden uzakta ,yalnız ve olması gerekenden heyecansız,sıradan bir günden bile daha sıradan geçiyor.

    İster istemez ramazan klişesi geliyor insanın aklına,

AHH! NEREDE O ESKİ RAMAZANLAR,O ESKİ BAYRAMLAR.