3 Şubat 2015 Salı

Şükretmek lazım

    Geçen hafta içi geç denebilecek bir saatte oğlumun yatılı kaldığı okuldan gelen bir telefonla canımız bayağı sıkıldı.Futbol oynarken ayak bileğinin bağlarını zedelemiş apar topar hastaneye götürmüşler.Muayene,röntgen derken yarım alçı yapılıp on gün sonra kontrole gidilmek şartıyla hastaneden çıkış verilmiş.Mışlı bahsediyorum olanlardan çünkü öğretmeni ilgilendi bizim hastaneye gitmemize gerek görülmedi ama ben evde hop oturup hop kalktım.Niye arabaya atlayıp gitmediğimi de hala anlamış değilim.Gene soğukkanlılık damarım bastı galiba ,ertesi gün bir çift koltuk değneği alıp okula götürdüm.
   On gün sonra kontrole gittiğimizde alçı çıkarıldı MR çekildi ve MR sonucunu almadan basmaması gerektiği ve koltuk değnekleri kullanmaya devam etmesi gerektiği söylendi ve işte bu yazının konusu da o zaman oluştu.
    Oğlum ayağı alçılı koltuk değnekleriyle,futbol oynarken ayağını sakatlamış yaramaz bir çocuk gibiydi gözümde,on gün sonra alçı çıkacak ve eskisi gibi yürüyebilecekti.Başka bir şey düşünmemiştim,koltuk değneklerinin verdiği zorluğu ve hareketlerindeki kısıtlılığı görmüyordum.Ama alçıyı çıkarıp koltuk değnekleri kullanmaya devam edince gözlerimin önündeki perde birden açılıverdi.Karşımdaki o yaramaz çocuk gitmiş,yerine doğuştan yürüme engelli bir çocuk gelmişti sanki.Allahım düşüncesi bile şok etti beni, kendimi çok aciz hissettim, birden etrafımdaki insanlar bana ve oğluma bakıp bakıp gülüyorlarmış gibi geldi.Sonra bu durumda olan engelli insanlar ve onların fedakar anneleri aklıma gelince düşüncelerimden utandım.Bu durumda olan yüzlerce insan var, hayatları boyunca koltuk değneklerine ya da tekerlekli sandalyeye bağlı,dimdik ayakta duran, bizim yapamadıklarımızı engelli halleriyle başaran yüzlerce insan.
      Ama sokaklarımız bu engelli insanlar için hiç uygun değilmiş, bunu da bu on günde idrak etmiş oldum.Mesela koltuk değnekleriyle merdiven çıkmak çok zor ve zahmetli.Resmi dairelerdeki yer döşemeleri de çok kaygan,koltuk değnekleri kayıyor dolayısıyla düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyorsun.Kaldırımlar ayrı bir sıkıntı.Bir de ayakkabı meselesi var tabii eğer ayağının biri engelliyse bir çift ayakkabıya boşuna para vermiş oluyorsun.Giymediğin tekini boşuna satın alıp yepyeniyken çöpe atmak zorundasın.Dualı kefen bile icat edilip piyasaya sunulan kapitalist zamanda bunun düşünülmemiş olması çok garip.Tek tek ayakkabı yapabilirler mesela, sağ tek ya da sol tek ,hangisine ihtiyaç varsa onu yarı fiyatına almak daha mantıklı değil mi sizce de.
Eğer koltuk değnekleri kullanıyorsan en zor olanı da hem yürüyüp hem de aynı anda mesaj çekemiyor olman(bunun sokaklarla pek ilgisi yok ama yeri gelmişken bahsetmek istedim.)
      Bizim engelli durumumuz gün gelecek  bitecek. Allah hayatlarını bu şekilde sürdürmekte olanlara yardım etsin.Bu zor durumun üstesinden geldikleri için de onlara, benim gibi cahillik edipte bir an bile gocunmadan,utanmadan dimdik ayakta duran fedakar annelerine cennet kapılarını açsın.Vücudumuzdaki her bir sağlam organımız için bin kere, yüz bin kere ,milyon milyon kere.şükürler olsun ALLAHIM...
    Not:Çekilen MR sonucunda üç hafta daha alçıda kalmasına uygun görüldü ve kesilen yarım alçı bütün alçı olarak yenilendi.